19. BÖLÜM

 

RESULULLAH’IN BAYRAĞI VE ONUN CEMEL SAVAŞINDAN SONRA, SADECE KÂİM ALEYHİSSELAM TARAFINDAN AÇILACAĞINA DAİR RİVAYETLER

1- Ebu Basir’in nakline göre İmam Caferi Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: “Emirülmüminin aleyhisselam ile Basra’lılar muharebe için karşı karşıya gelince Emirülmüminin, Resulullah’ın bayrağını açtı. Böylece Basra’lıların dizleri titredi ve daha güneş sararmadan dediler ki: İman ettik ey Ebu Talib’in oğlu! Bunun üzerine Hz. Ali, şöyle buyurdu: “Esirleri öldürmeyin, yaralılara dokunmayın ve kaçanların peşine düşmeyin. Herkim silahını bırakırsa korumamız altındadır ve herkim kapısını kapatırsa zarardan korunur.” Sıffin gününde halk Resulullah’ın bayrağının açılmasını istedilerse de Hz. Ali kabullenmedi. Halk da Hz. Hasan, Hz. Hüseyn ve Ammarı Yasir’i ona gönderdiler. Hz. Ali, Hz. Hasan’a şöyle buyurdu: Bu halkın ulaşamayacağı bir süre belirlenmiştir. Ve bu bayrağı benden sonra sadece Kaim açacaktır. Allahın salatı ona olsun.”

2- Ebu Basir şöyle der: İmam Ebu Abdullah Caferi Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: “Halka tamamlanmadıkça Kaim zuhur etmeyecektir.” Şöyle arzettim: Halkanın (tamamlanması) ne kadardır? Şöyle buyurdu: “Onbin. Cebrail sağından, Mikail ise solundan gelecek. Sonra bayrağı açacak ve onunla dolaşacaktır. Doğuda ve batıda olan herkes o bayrağa lanet edecektir. İşte o, Cebrail’in Bedir gününde indirdiği Resulullah’ın bayrağıdır.”

Sonra şöyle buyurdu: “Ey Ebu Muhammed! Vallahi o bayrak ne pamuktan, ne ketenden, ne yün ne de ipekten değildir.” Şöyle arzettim. Peki o bayrak nedendir? Şöyle buyurdu: Cennet yapraklarındandır. Resulullah onu Bedir gününde açtı ve daha sonra onu katlayarak Hz. Ali’ye verdi. Bayrak Cemel gününe kadar Hz. Ali’nin yanındaydı. Hz. Ali o gün onu açtı ve Allah da Hz. Ali’ye fetih nasip etti. Sonra onu katladı ve şu an burada bizim yanımızdadır. Kaim kıyam edene kadar kimse o bayrağı açamayacak ve o kıyam edip de bayrağı açtığında doğuda ve batıda olan herkes o bayrağa lanet edecek. Onun gelişi ile birlikte korku bir aylık mesafede onun önünden, arkasından, sağından ve solundan hareket edecek.” Sonra şöyle buyurdu: “Ey Ebu Muhammed! O, Allah’ın bu halka gazabından dolayı ve dedelerinin kanını bu halk döktüğü için gazaplı ve üzgün bir halde zuhur edecektir üzerinde Resulullah’ın Uhud gününde giydiği gömlek olacaktır. Ayrıca Resulullah’ın sahab (bulut) adlı sarığını, uzun zırhını ve Zülfikar adlı kıdıcını kuşanacak. Sekiz ay yalınkılıç dolaşacak ve şecaatle kafirleri öldürecek. İlk önce Şeybeoğulları (Kabe’nin perdedarları)’ndan başlayacak. Onların ellerini keserek Kabe’ye asacak ve onun münadisi şöyle nida edecek: Bunlar Allah’ın hırsızlarıdırlar. Sonra Kureyş’e dönecek ve onlara karşı sadece kılıçla davranacak. Kaim’in zuhurundan önce biri Küfe’de diğeri de Basra’da olmak üzere Ali’den beraate dair iki yazı (bildiri) okunacak.”

3- Ebu Hamza-i Somali şöyle der: İmam Muhammed Bakır aleyhisselam bana şöyle buyurdu: “Ey Sabit! Ben, Ehli Beyt’imin Kaim’ini görür gibiyim. -Eliyle Küfe’yi gösterecek- Sizin bu Necef’inize doğru döndüğünde Necef’in en yüksek noktasında Resulullah’ın bayrağını açacak ve onu açınca Bedir’deki melekler ona doğru hareket edecek. Şöyle arzettim: Resulullah’ın bayrağı nasıldır? Şöyle buyurdu: Bayrağın direği Allah’ın arşından ve rahmetindendir, geri kalan kısmı onun yardımındandır. Kastettiği şeyi Allah mutlaka helak edecektir. Şöyle arzettim: Kaim zuhur edene kadar sizde midir yoksa başkası mı ona verecek. Buyurdu ki: Hayır, başkası ona getirecek? Şöyle arzettim: Kim getirecek. Şöyle buyurdu: Cebrail aleyhisselam

4- Abân bin Tağlib şöyle der: İmam Caferi Sadık aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Ben Kaim’i Kufe’nin Necef’inde görür gibiyim. Cennet ipeklerinden bir elbise giymiş ve üzerinde Resulullah’ın zırhı var. O Resulullah’ın zırhını giyer giymez bedeni o kadar genişleyecek ki tam Resulullah’ın bedeni gibi olacak. Daha sonra siyah-beyaz renkli iki gözünün arası ışık gibi parlayan bir ata binecek ve Resulullah’ın bayrağı onun yanında olacak. Şöyle arzettim: Bayrak onun yanında mıdır yoksa başkası mı ona getirecek? Buyurdu ki: Hayır, bayrağı ona Cebrail getirecek, onun direği Allah’ın arşının direklerinden, geri kalanı ise Allah’ın yardımındandır, kastettiği herşeyi Allah helak edecektir. Dokuz bin üçyüz onüç melek ona yardım için inecek. Şöyle arzettim: Sana feda olayım. Bütün hepsi onunla birlikte mi olacak? Buyurdu ki: Evet, onlar Nuh ile birlikte gemide, ateşe atıldığı zaman İbrahim’le birlikte, deniz yarıldığında Musa ile birlikte ve Allah göğe yükselttiği zaman İsa ile birlikte olan meleklerdir. Bunların dört bini belirlenmiş ve Resulullah’la birlikte olanlardır ve üçyüz onüç melek Bedir’de onunla birlikte idi. Onların dörtbini göğe çıkarak Hüseyn aleyhisselam’ın yanında cihad etmek için izin istediler ama yeryüzüne döndüklerinde Hüseyn aleyhisselam öldürülmüştü. Onlar onun kabrinin başında hüzünlü bir halde durarak Kaim aleyhisselam’ın zuhurunu bekliyorlar.”

5- Abân bin Tağlib şöyle der: İmam Caferi Sadık aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Ben Kaim’i görür gibiyim. Necef’in arkasında Resulullah’ın beyaz zırhını giyecek ve zırhı giydikten sonra bedeni tıpkı Resulullah’ın bedeni gibi genişleyecek. Cennet ipeklerinden bir elbise zırhı örtecek, iki gözünün arası parlayan siyah-beyaz bir ata binecek. Her memlekette olanlar, onun kendileri ile birlikte memleketlerinde olduğunu görecek. O, Resulullah’ın bayrağını açacak, bayrağın direği arşın direklerinden, geri kalanı ise Allah’ın yardımındandır. Bayrakla kastettiği herşeyi Allah helak edecektir. Şöyle arzettim. Bayrak onun yanında mı olacak, yoksa başka birisi mi getirecek? Şöyle buyurdu: Hayır, onu Cebrail getirecek. O bayrağı açtığında müminlerin kalbi çelik parçasından daha şiddetli olacak. Onların her birine kırk erkeğin gücü verilecek, kabirdeki bütün müminlerin kalbine bir ferahlık gelecek. Çünkü onlar kabirde birbirlerini ziyaret edecek; Kaim’in kıyam ettiğini müjdeleyecekler. Ve onüç bin üçyüz onüç melek ona nazil olacak.” Şöyle arzettim: Onlar önceki peygamberlerden biri ile birlikte miydiler? Şöyle buyurdu: Evet, onlar gemide Nuh ile, ateşe atılırken İbrahim ile, deniz yarıldığında Musa ile, Allah göğe çıkardığı zaman İsa ile birlikteydiler ve onların saf saf dizilmiş olan dörtbin tanesi peygamber sallallahu aleyhi ve alih ile birlikteydiler. Onların üçyüz onüç tanesi Bedir savaşında onun yanındaydı. Onların dörtbin tanesi Hüseyn aleyhisselam ile birlikte savaşmak için izin istediler. Ama izin alamadılar. Onlar tekrar emir almak için geri döndüklerinde Hüseyn aleyhisselam öldürülmüştü. Onlar hüzün içinde onun kabrinin yanında kıyamete kadar ağlarlar. Onların rehberi, Mansur denen bir melektir. Hüseyni ziyaret eden ziyaretçileri karşılarlar, oradan ayrılan herkesi de uğurlarlar. Bütün hastaları ziyaret eder, bütün ölülere cenaze namazı kılarlar ve öldükten sonra ona mağfiret dilerler. Onların hepsi Kaim aleyhisselam’ın kıyamını beklerler.

* * * * *

Allah azze ve celle’nin yanında böyle makamı, menzileti ve derecesi olan Hz. Mehdi’ye, yüce Allah salat göndersin. Bu makamın ehli olmadığı halde Mehdi olduğunu iddia edenleri de Allah, kendi dergahından uzaklaştırsın. Bizlere Hz. Mehdi’nin velayeti sayesinde ikram etsin, kendi minneti ve rahmeti ile bizi Hz. Mehdi’nin şiilerinden ve yardımcılarından karar kılsın.

index