GERİ İNDEKS İLERİ

 

17ـ مُقاساةُ الأحمقِ عَذابُ الرُّوحِ/ 9831.

17- Ahmağın (dostluğundan dolayı) acı çekmek ruhun azabıdır. /9831

18ـ لا تَعْظِمَنَّ الأحمقَ، وإنْ كانَ كَبيراً/ 10281.

18- Büyük insan da olsa ahmağı büyük sayma. /10281

AHMAKLIK / KABALIK

1ـ الْخُرْقُ مُعاداةُ الآراءِ، ومُعاداةُ مَنْ يَقْدِرُ عَلى الضَّرّاءِ/ 1807.

1- Düşüncelere (görüşlere) kabalık göstermek ve insana zarar vermeye gücü olan birine düşman kesilmek aptallıktır. /1807

2ـ إيّاكَ والخرقَ، فإنّهُ شَينُ الأخْلاقِ/ 2654.

2- Ahmaklıktan kaçın; zira kabalık, ahlakın ayıbıdır. /2654

3ـ أقْبَحُ شَيْءٍ الخرقُ/ 2848.

3- Ahmaklık en çirkin şeydir. /2848

4ـ اسْوَءُ شَيءٍ الخرقُ/ 2885.

4- Ahmaklık en kötü şeydir. /2885

5ـ الخرقُ شَينُ الْخُلْقِ/ 787

5- Ahmaklık ahlakın ayıbıdır. /787

6ـ الخرقُ شَرُّ خُلقٍ/ 788

6- Ahmaklık en kötü huydur. /788

7ـ بِئْسَ الشّيمَةُ الخرقُ/ 4384.

7 Ahmaklık  ne de kötü huydur! /4384

8ـ رأسُ الجهلِ الخرقُ/ 5225.

8- Cahilliğin başı ahmaklık. /5225

9ـ مَنْ كَثُرَ خُرْقُهُ اسْتُرْذِلَ/ 7884.

9- Ahmaklığı çok olan zelil sayılır. /7884

10ـ كَمْ مِنْ رَفيعٍ وَضَعَهُ قُبْحُ خُرْقِهِ/ 6973.

10- Nice yüce insanlar vardır ki onların ahmaklıklarının kötülüğü onları alçaltmıştır. /6973

11ـ مِنَ الخرقِ العَجَلَةُ قَبْلَ الإمْكانِ، والأناةُ بَعْدَ إصابَةِ الفُرْصَةِ/ 9325.

11- İmkân olmadan acele etmek ve fırsat geldikten sonra beklemek ahmaklıktandır. /9325

12ـ مِنَ الفُحْشِ كَثْرةُ الخرقِ/ 9389.

12- Ahmaklığın çokluğu küfürdendir. /9389

13ـ مِنَ الْخُرقِ تَرْكُ الفُرْصَةِ عِنْدَ الإمْكانِ/ 9441.

13- İmkân dahilinde fırsatı kaçırmak ahmaklıktandır. /9441

14ـ ما كانَ الْخُرقُ في شَيْءٍ إلاّ شانَهُ/ 9518.

14- Ahmaklık kimde olursa olsun onu lekeler. /9518

15ـ لا خُلْقَ أشْيَنُ مِنَ الخرقِ/ 10630.

15- Ahmaklıktan daha çirkin bir huy yoktur. /10630

16ـ لا خُلَّةَ أزْرى مِنَ الْخُرقِ/ 10651.

16- Ahmaklıktan daha alçakça dostluk yoktur. /10651

AHMAKLIK

1ـ الْحُمْقُ الاسْتِهْتارُ بالفُضولِ، ومُصاحَبَةُ الْجَهولِ/ 1914.

1- Gereksiz işler ile uğraşıp cahillere eşlik etmek ahmaklıktır. /1914

2ـ الْحُمْقُ داءٌ لا يُداوى، ومَرَضٌ لا يَبْرَءُ/ 1793.

2- Ahmaklık, çaresi olmayan dert ve iyileşmeyen hastalıktır. /1793

3ـ أفْقَرُ الفَقْرِ الْحُمْقُ/ 2849.

3- En kötü fakirlik ahmaklıktır. /2849

4ـ أضَرُّ شَيْءٍ الْحُمْقُ/ 2884.

4- En zararlı şey ahmaklıktır. /2884

5ـ أحْمَقُ الْحُمْقِ الاغْتِرارُ/ 2915.

5- Ahmaklığın sonu aldanmaktır. /2915

6ـ أكْبَرُ الْحُمْقِ الإغْراقُ فِي الْمَدْحِ والذَّمِّ/ 2985.

6- En büyük ahmaklık, övgü ve yermede mübalağa etmektir. /2985

7ـ أعْظَمُ الحِماقَةِ الاخْتِيالُ في الفاقَةِ/ 3248.

7- En büyük ahmaklık yoksul iken tekebbür etmektir. /3248

8ـ الْحُمْقُ شَيْنٌ/ 14.

8- Ahmaklık ayıptır. /14

9ـ الْحُمْقُ أضَرُّ الأصْحابِ/ 500.

9- Ahmaklık en zararlı dosttur. /500

10ـ الْحُمْقُ أدْوَأُ الدّاءِ/ 687.

10- Ahmaklık en kötü hastalıktır. /687

11ـ الْحُمْقُ يُوجِبُ الفُضُولَ/ 936.

11- Ahmaklık, boş/fazla işlerin doğmasına neden olur. /936

12ـ الْحُمْقُ مِنْ ثِمارِ الْجَهْلِ/ 1197.

12- Ahmaklık, cahilliğin meyvesindendir. /1197

13ـ الْحُمْقُ في الوَطَنِ غُرْبَةٌ/ 1292.

13- Ahmaklık, insanı kendi vatanında garip eder. /1292

14ـ بِئْسَ الدّاءُ الْحُمْقُ/ 4383.

14- Ne de kötü hastalıktır ahmaklık. /4383

15ـ فَقْرُ الْحُمْقِ لا يُغْنيهِ المالُ/ 6549.

15- Ahmaklık fakirliğini mal-mülk zengin etmez. /6549

16ـ مِنْ كَمالِ الْحَماقَةِ الاخْتِيالُ في الفاقَةِ/ 9312.

16- Ahmaklığın kemali fakirken tekebbür etmektir. /9302

17ـ مِنْ أعْظَمِ الْحُمْقِ مُواخاةُ الفُجّارِ/ 9312.

17- Fasık kimseler ile kardeş/dost olmak, ahmaklığın büyüklüğündendir. /9312

18ـ مِنَ الْحُمْقِ الدّالَّةُ عَلى السُّلطانِ/ 9395.

18- Padişaha karşı küstah olmak ahmaklıktandır. /9395

19ـ مِنْ دَلائلِ الْحُمْقُ دالَّةٌ بِغَيْرِ آلَةٍ، وَصَلَفٌ بِغَيْرِ شَرَفٍ/ 9418.

19- Elinde hiçbir şeyi olmadan küstahlık etmek, makam ve mevkii olmadan yapmak övünmek ahmaklıktandır. /9418

20ـ لا يُدْرَكُ مَعَ الْحُمْقِ مَطْلَبٌ/ 10543.

20- Ahmaklık ile isteğe ulaşılmaz. /10543

21ـ لا داءَ أدْوَأُ مِنَ الْحُمْقِ/ 10629.

21- Ahmaklıktan daha ağır hastalık yoktur. /10629

22ـ لا فاقَةَ أشَدُّ مِنَ الْحُمْقِ/ 10650.

22- Ahmaklık kadar kötü fakirlik yoktur. /10650

23ـ الْحُمْقُ شَقاءٌ/ 207.

23- Ahmaklık talihsizliktir. /207

AKIBET / SONUÇ

1ـ لٍكُلِّ أمْرٍ عاقِبَةٌ حُلْوَةٌ أوْ مُرَّةٌ /7299.

1- Her işin acı veya şirin bir akıbeti vardır. /7299

2ـ مَنِ انْتَظَرَ العَواقِبَ سَلِمَ /7805.

2- Sonuçları bekleyen sağlam kalır. /7805

3ـ مَنْ نَظَرَ فِي العَواقِبِ سَلِمَ /7912.

3- Bir şeyin sonuçlarını düşünen sağlam kalır. /7912

4ـ مَنْ نَظَرَ فِي العَواقِبِ سَلِمَ مِنَ النَّوائِبِ /8039.

4- Sonuçlarına dikkat eden, musibetlerden korunur. /8039

5ـ مَنْ راقَبَ العَواقِبَ أمِنَ المَعاطِبَ /8198.

5- Akıbetlere dikkat eden helaketlerden güvende olur. /8197

6ـ مَنِ انْتَظَرَ العاقِبَةَ صَبرَ /8307.

6- Akıbeti bekleyen sabreder. /8307

7ـ مَنْ راقَبَ العَواقِبَ سَلِمَ مِنَ النَّوائِبِ /8681.

7- Akıbetlere dikkat eden musibetlerden salim kalır./8681

8ـ إذا هَمَمْتَ بِأمْرٍ فَاجْتَنِبْ ذَميمَ العَواقِبِ فيهِ /4119.

8- Bir işi yapmaya karar verdiğinde onun kötü akıbetlerinden uzak dur. /4119

9ـ راقِبِ العَواقِبِ تَنْجُ مِنَ المَعاطِبِ /5435.

9- Akıbetlere dikkat et, musibetlerden kurtulursun. /5435

10ـ فِي العَواقِبِ شافٍ أوْ مُريحٍ /6506.

10- Akıbetlerde şifa verip rahatlatan vardır. /6506

11ـ مِلاكُ الخَواتِمِ ما أسْفَرَ عَنْ رِضَي اللهِ سُبْحانَهُ /9730.

11- Akıbetin ölçüsü Allah rızasının aşikâr olmasıdır. /9730

AKIBET

1ـ قَليلٌ تُحْمَدُ مَغَبَّتُهُ خَيْرٌ مِنْ كَثيرٍ تَضُرُّ عاقِبَتُهُ /6742.

1- Akıbeti hayırlı olan az, akıbeti zararlı olan çoktan daha iyidir. /6742

AKIL

1ـ اَلعَقْلُ شَرَفٌ كَريمٌ لا يَبْلى /1590.

1- Akıl eskimeyen değerli bir şereftir./1590

2ـ اَلعَقْلُ غَريزَةٌ, تَزِيدُ بِالعِلْمِ وَالتَّجارِبِ /1717.

2- Akıl ilim ve tecrübelerle çoğalan bir içgüdüdür. /1717

3ـ اَلعَقْلُ, وَ اَلْعِلْمُ, مَقْرُونانِ في قَرَنٍ, لا يَفْتَرِقانِ, وَ لا يَتَبايَنانِ /1738.

3- Akıl ve ilim birbirlerine bağlıdır; ne ayrılırlar, ne de ihtilaf ederler.. /1783

4ـ اَلعَقْلُ أغْنَى الغِنى, وَغايَةُ الشَّرَفِ فِي الآخِرَةِ والدُّنيا /1822.

4- Akıl en büyük zenginlik, dünya ve ahiret de en yüce şereftir. /1822

5ـ اَلعَقْلُ أجْمَلُ زِينَةٍ, وَالعِلْمُ أشْرَفُ مَزِيَّةٍ /1940.

5- Akıl en güzel ziynet, ilimse en değerli özelliktir. /1940

6ـ اَلعَقْلُ أصْلُ اَلْعِلْمُ, وَداعِيَةُ الفَهْمِ /1959.

6- Akıl ilmin temeli, idrakin sebebidir. /1959

7ـ اَلعَقْلُ مَنْفَعَةٌ, وَ اَلْعِلْمُ مَرْفَعَةٌ, وَ الصَّبْرُ مَدْفَعَةٌ /2041.

7- Akıl menfaat, ilim yücelik, sabır uzaklaştırmaktır. /2041

8ـ اَلعَقْلُ خَلِيلُ الْمُؤْمِنِ, وَ اَلْعِلْمُ وَزيرُهُ, وَ الصَّبْرُ أمِيرُ جُنُودِهِ, وَ العَمَلُ قَيِّمُهُ /2092.

8- Akıl, müminin dostu; ilim, veziri; sabır, ordusunun komutanı; amel ise temsilcisidir. /2092

9ـ اَلعَقْلُ صاحِبُ جَيْشِ الرَّحْمنِ, وَ الْهَوى قائِدُ جَيْشِ الشَّيْطانِ, وَالنَّفْسُ مُتَجاذِبَهٌ بَيْنَهُما, فَأيُّهُما غَلَبَ كانَتْ في حَيِّزِهِ /2099.

9- Akıl Allah ordusunun sahibi (komutanı), heva-heves şeytan ordusunun komutanıdır; nefis ise ikisi arasında kalmıştır, hangisi galip gelirse onun yanında olur. /2099

10ـ اَلعَقْلُ وَ الشَّهْوَةُ ضِدّانِ, وَ مُؤَيِّدُ العَقْلِ الْعِلْمُ, وَ مُزَيِّنُ الشَّهْوَةِ الْهَوى, وَالنَّفْسُ مُتَنازِعَةٌ بَيْنَهُما, فَأيُّهُما قَهَرَ كانَتْ في جانِبِهِ /2100.

10- Akıl ve şehvet birbirinin zıddıdır. Aklı destekleyen ilim, şehveti güzelleştiren heva-hevestir. Nefis ise ikisi arasında kalmıştır; hangisi galip gelirse onun yanında olur. /2100

11ـ اَلعَقْلُ أنَّكَ تَقْتَصِدُ فَلا تُسْرِفْ, وَتَعِدُ فَلا تُخْلِفُ, وَ إذا غَضِبْتَ حَلُمْتَ /2130.

11- Akıllılık; mutedil olup israf etmemen, söz verdiğinde yapman ve öfkelendiğinde sabretmendir. /2130

12ـ اَلعَقْلُ أنْ تَقُولَ ما تَعْرِفُ, وَ تَعْمَلَ بِما تَنْطِقُ بِهِ /2141.

12- Akıl, bildiğini söyleyip söylediğine amel etmendir. /2141

13ـ اَلعَقْلُ يَهْدي وَ يُنْجي, وَ الْجَهْلُ يُغْوي وَيُرْدي /2151.

13- Akıl hidayet eder, kurtarır; cehaletse saptırır, helak eder. /2151

14ـ اَلعَقْلُ صَديقٌ مَحْمُودٌ /2218.

14- Akıl övgüye layık dosttur. /2218

15ـ اِسْتَرْشِدِ العَقْلَ, وَ خالِفِ الْهَوى تُنْجِحْ /2310.

15- Aklından doğru yolu göstermesini iste ve heva-hevesine karşı çık ki kurtuluşa eresin. /2310

16ـ اِعْقَلْ عَقْلَكَ, وَ امْلِكْ أمْرَكَ, وَجاهِدْ نَفْسَكَ, وَاعْمَلْ للآخِرَةِ جَهْدَكَ /2406.

16- Aklını derket, işine malik ol, nefsinle savaş, gücünü ahiret için amel etmede kullan. /2406

17ـ أيْنَ العُقُولُ المُسْتَصْبِحَةُ لِمَصابِيحِ الهُدى ؟! /2824.

17- Nerede hidayet meşalelerini tutuşturan akıllar? /2824

18ـ أفْضَلُ العَقْلِ الرَّشادُ /2864.

18- En üstün akıl, insanı kemale ulaştırandır. /2864

19ـ أفْضَلُ النِّعَمِ العَقْلُ /2881.

19- En üstün nimet akıldır. /2881

20ـ أوَّلُ العَقْلِ التَّوَدُّدُ /2923.

20- Aklın evveli dostluktur. /2923

21ـ أفْضَلُ العَقْلِ الأدَبُ /2947.

21- En üstün akıl edeptir. /2947

22ـ أفْضَلُ العَقْلِ مُجانَبَةُ اللَّهْوِ/3001.

22- En üstün akıl boş işten uzak durmaktır. /3001

23ـ أفْضَلُ العَقْلِ مَعْرِفَةُ الإنْسانِ نَفْسَهُ, فَمَنْ عَرَفَ نَفْسَهُ عَقَلَ, وَمَنْ جَهِلَها ضَلَّ /3220.

23- En üstün akıl, insanın nefsini tanımasıdır; nefsini tanıyan akıllı olur, ona cahil kalan helak olur. /3220

24ـ أفْضَلُ العَقْلِ اَلاِعْتِبارُ, وَأفْضَلُ الْحَزْمِ الاِسْتِظْهارُ, وَ أكْبَرُ الْحُمْقِ الاِغْتِرارُ /3273.

24- En üstün akıl ibret almak, en üstün basiret yardım istemek, en büyük ahmaklık ise aldatılmaktır. /3273

25ـ أفْضَلُ حَظِّ الرَّجُلِ عَقْلُهُ, إنْ ذَلَّ أعَزَّهُ, وَإنْ سَقَطَ رَفَعَهُ, وَإنْ ضَلَّ أرْشَدَهُ, وَإنْ تَكَلَّمَ سَدَّدَهُ /3354.

25- İnsanın en üstün nasibi aklıdır; zelil olsa aklı onu aziz yapar, düşerse kaldırır, saparsa kurtarır, konuştuğunda aklı onu yönlendirir. /3354

26ـ إنَّ اللهَ سُبْحانَهُ يُحِبُّ العَقْلَ القَويمَ, وَ العَمَلَ الْمُسْتَقيمَ /3410.

26- Şüphesiz Allah aslına uygun olan aklı ve doğru ameli sever. /3410

27ـ إنَّ مَنْ رَزَقَهُ اللهُ عَقْلاً قَويماً, وَعَمَلاً مُسْتَقيماً , فَقَدْ ظاهَرَ لَدَيْهِ النِّعْمَةَ, وَأعْظَمَ عَلَيْهِ المِنَّةَ /3545.

27- Şüphesiz Allah, sağlam akıl ve doğru amelle rızıklandırdığı kimseye nimetini zahir etmiş, ona büyük minnet bırakmıştır. /3545

28ـ اَلعَقْلُ زَيْنٌ, الْحُمْقُ شَيْنٌ /14.

28- Akıl ziynet, ahmaklık ise kusurdur. /14

29ـ اَلعَقْلُ قُرْبَةٌ, الْحُمْقُ غُرْبَةٌ /111.

29- Akıl yakınlık, ahmaklık uzaklıktır. /111

30ـ اَلعَقْلُ شِفاءٌ, اَلْحُمْقُ شَقاءٌ /206.

30- Akıl şifa, ahmaklık bedbahtlıktır. /206

31ـ العُقُولُ مَواهِبُ, الآدابُ مَكاسِبُ /227.

31- Akıllar Allah vergisidir, edepler ise kazanılarak elde edilir. /227

32ـ اَلعَقْلُ فَضيلَةُ الإنْسانِ /252.

32- Akıl insanın üstünlüğüdür. /252

33ـ اَلعَقُلُ رَسُولُ الحَقِّ/272.

33- Akıl Hakk’ın elçisidir. /272

34ـ اَلعَقْلُ صَديقٌ مَقْطُوعٌ /324.

34- Akıl kesin dosttur.[9] /324

35ـ اَلعَقْلُ مُصْلِحُ كُلِّ أمْرٍ /404.

35- Akıl her işin düzenleyicisidir. /404

36ـ اَلعَقْلُ لا يَنْخَدِعُ /427.

36- Akıl aldanmaz. /427

37ـ اَلعَقْلُ داعِي الفَهْمِ /473.

37- Akıl idrakin davetçisidir. /473

38ـ اَلعَقْلُ أقْوى أساسٍ /475.

38- Akıl en sağlam temeldir. /475

39ـ اَلعَقْلُ أفْضَلُ مُرْجُوٍّ /479.

39- Akıl en üstün umuttur. /479

40ـ اَلعَقْلُ يُحْسِنُ الرَّوِيَّةَ /495.

40- Akıl davranışı güzelleştirir. /495

41ـ اَلعَقْلُ يَنْبُوعُ الخَيْرِ /657.

41- Akıl hayır pınarıdır. /657

42ـ اَلعَقْلُ حِفْظُ التَّجارِبِ /673.

42- Akıl deneyimleri korumaktır. /673

43ـ اَلعَقْلُ أحْسَنُ حِلْيَةٍ /813.

43- Akıl en güzel ziynettir. /813

44ـ اَلعَقْلُ يُوجِبُ الحَذَرَ /814.

44- Akıl günahtan uzak durmaya neden olur. /814

45ـ اَلعَقْلُ مَرْكَبُ اَلْعِلْمُ /816.

45- Akıl ilmin bineğidir. /816

46ـ اَلعَقْلُ حُسامٌ قاطِعٌ /824.

46- Akıl keskin kılıçtır. /824

47ـ اَلعَقْل أشْرَفُ مَزِيَّةٍ /976.

47- Akıl en değerli erdemdir. /976

48ـ اَلعَقْلُ ثَوْبٌ جَديدٌ لا يَبْلى /1235.

48- Akıl eskimeyen yeni giysidir. /1235

49ـ اَلعَقْلُ مُنَزِّهٌ عَنِ الْمُنْكَرِ آمِرٌ بِالْمَعْرُوفِ /1250.

49- Akıl kötülüklerden temizleyen, iyiliği emredendir. /1250

50ـ اَلعَقْلُ حَيْثُ كانَ آلِفٌ , مَأْلُوفٌ /1251.

50- Akıl bulunduğu her yerde kaynaştıran ve kaynaşandır. /1251

51ـ اَلعَقْلُ شَجَرَةٌ, ثَمَرُها السَّخاءُ وَالحَياءُ /1254.

51- Akıl bir ağaç, cömertlik ve hayâ da onun meyveleridir. /1254

52ـ اَلعَقْلُ زَيْنٌ لِمَنْ رَزِقَهُ /1276.

52- Akıl, verildiği kişinin ziynetidir. /1276

53ـ اَلعَقْلُ فِي الغُرْبَةِ قُرْبَةٌ /1291.

53- Akıl uzakta yakınlıktır. /1291

54ـ اَلعَقْلُ رَقِيٌّ إلى عِلّيِيّنَ /1325.

54- Akıl yüce mertebelere yükselmektir. /1325

55ـ إنّي إذَا اسْتَحْكَمْتُ فيِ الرَّجُلِ خَصْلَةً مِنْ خِصالِ الخَيْرِ اِحْتَمَلْتُهُ لَها, وَ اغْتَفَرْتُ لَهُ فَقْدَ ما سِواها, وَلا أغْتَفِرُ لَهُ فَقْدَ عَقْلٍ, وَلا عَدْمَ دينٍ لأنَّ مُفارَقَةَ الدّينِ مُفارَقَةُ الأمْنِ, وَلا تَهْنَأْ حَياةٌ مَعَ مَخافَةٍ, وَ عَدَمُ اَلعَقْلِ عَدَمُ الْحَياةِ وَلا تُعاشَرُ الأمْواتُ /3785.

55- Şüphesiz bir insanın hayırlı sıfatlardan birine sıkı sıkıya sarıldığını görürsem bu sıfatından dolayı onu yükseltir (kabul eder, inayette bulunurum), o sıfattın dışında başka sıfatlara sahip olmasa dahi onu bağışlarım; ama onu akılsız ve dinsiz olmasından dolayı bağışlamam. Çünkü dinsizlik emniyetten ayrılmaktır ve korku ile yaşamak da faydasızdır. Akıl olmazsa hayat da olmaz ve ölülerle dostluk olmaz. /3785

56ـ إنَّكَ مَوْزُونٌ بِعَقْلِكَ فَزَكِّهِ بِالعِلْمِ /3812.

56- Şüphesiz sen aklınla ölçülürsün, öyleyse onu ilimle çoğalt. /3812

57ـ إنَّما اَلعَقْلُ اَلتَّجَنُّبُ مِنَ الإثْمِ, وَ النَّظَرُ فِي العَواقِبِ, وَ الأخْذُ بِالحَزْمِ /3887.

57- Şüphesiz akıl günahtan uzak durmak, akıbetlere bakıp temkinli olmaktır. /3887

58ـ آفَةُ اللُّبِّ اَلعُجْبُ /3956.

58- Aklın belası kendini beğenmektir. /3956

59ـ إذا تَمَّ اَلعَقْلُ نَقَصَ الكَلامُ /4011.

59- Akıl kemale erdiğinde söz azalır. /4011

60ـ إذا كَمُلَ اَلعَقْلُ نَقَصَتِ الشَّهْوَةُ /4054.

60- Akıl ikmale erdiğinde şehvet azalır. /4054

61ـ بِالعَقْلِ يُسْتَخْرَجُ غَوْرُ الحِكْمَةِ /4208.

61- Akıl vesilesi ile hikmetin özü çıkarılır. /4208

62ـ بِالعَقْلِ تُنالُ الخَيْراتُ /4202.

62- Akıl ile hayırlı işlere ulaşılır. /4202

63ـ بِالعَقْلِ صَلاحُ البَرِيَّةِ /4217.

63- Akıl ile halkın faydası elde edilir. /4217

64ـ بِوُفُورِ اَلعَقْلُ يَتَوَفَّرُ الحِلْمُ /4274.

64- Aklın çoğalmasıyla sabır da çoğalır. /4274

65ـ بِالعُقُولِ تُنالُ ذِرْوَةٌ العُلُومِ (الأمُورِ) /4275.

65- Akıllar ile ilimlerin doruğuna ulaşılır. /4275

66ـ بِتَرْكِ ما لا يَعْنيكَ يَتِمُّ لَكَ اَلعَقْلُ /4291.

66- Sana faydası olmayan işi terk etmekle aklın kemale erer. /4291

67ـ بِالعَقْلِ كَمالُ النًّفْسِ /4318.

67- Nefsin kemali akılladır. /4318

68ـ بِالعَقْلِ صَلاحُ كُلِّ أمْرٍ /4320.

68- Her işin hayrı akıl iledir. /4320

69ـ تَمامُ اَلعَقْلِ (العَمَلِ) اِسْتِكْمالُهُ /4464.

69- Aklın bütünlüğü (veya amelin büyüklüğü) onu tamamlamaktır. /4464

70ـ تَزْكِيَةُ الرَّجُلِ عَقْلُهُ /4474.

70- İnsanın tezkiyesi aklıdır. /4474

71ـ ثَمَرَةُ اَلعَقْلِ الاِسْتِقامَةُ /4589.

71- Aklın meyvesi sebattır. /4589

72ـ ثَمَرَةُ العَقْلِ لُزوُمُ الْحَقِّ /4602.

72- Aklın meyvesi haktan ayrılmamaktır. /4602

73ـ ثَمَرَةُ اَلعَقْلِ صُحْبَةُ الأخْيارِ /4616.

73- Aklın meyvesi iyi insanlarla oturmaktır. /4616

74ـ ثَمَرَةُ اَلعَقْلِ العَمَلُ للنَّجاةِ /4626.

74- Aklın meyvesi kurtuluş için çalışmaktır. /4626

75ـ ثَمَرَةُ اَلعَقْلِ مُداراةُ النّاسِ /4629.

75- Aklın meyvesi halkla iyi geçinmektir. /4629

76ـ ثَمَرَةُ اَلعَقْلِ الصِّدْقُ /4643.

76- Aklın meyvesi doğruluktur. /4643

77ـ ثَمَرَةُ اَلعَقْلِ مَقْتُ الدُّنيا , وَقَمْعُ الْهَوى /4654.

77- Aklın meyvesi dünyadan iğrenmek ve nefsi kontrol etmektir. /4654

78ـ ثَلاثٌ يُمْتَحَنُ بِها عُقُولُ الرِّجالِ: هُنَّ المالُ, وَ الوِلايَةُ, وَالْمُصيبَةُ /4664.

78- Erkeklerin aklı üç şeyle sınanır: Mal, velayet ve musibet. /4664

79ـ ثَلاثَةٌ تَدُلُّ عَلى عُقُولِ أرْبابِها: الرَّسُولُ, وَ الكِتابُ, وَالْهَدِيَّةُ /4681.

79- Üç şey sahiplerinin aklına delalet eder: Elçi, kitap ve hediye. /4681

80ـ حُسْنُ اَلعَقْلِ جَمالُ الظَّواهِرِ وَ البَواطِنِ /4807.

80- Aklın güzelliği, zahirin de bâtının da güzel olmasıdır. /4807

81ـ حُسْنُ اَلعَقْلِ أفْضَلُ رائِدٍ /4826.

81- Aklın güzelliği en iyi rehberdir. /4826

82ـ حَدُّ اَلعَقْلِ النَّظَرُ فِي العَواقِبِ, وَ الرِّضا بِما يَجْري بِهِ القَضاءُ /4901.

82- Aklın sınırı sonuçları düşünmek ve ilahi takdire razı olmaktır. /4901

83ـ حَرامٌ عَلى كُلِّ عَقْلٍ مَغْلُولٍ (مَعْلُولٍ) بِالشَّهْوَةِ أنْ يَنْتَفِعَ بِالحِكْمَةِ /4902.

83- Şehvet tuzağına düşmüş, eli kolu bağlanmış aklın hikmetten faydalanması haramdır. /4902

84ـ حَدُّ اَلعَقْلِ اَلاِنْفِصالُ عَنِ الفاني, وَ الاِتِّصالُ بِالباقي /4905.

84- Aklın sınırı fani dünyadan el çekip ahirete sarılmaktır. /4905

85ـ حِفْظُ اَلعَقْلِ بِمُخالَفَةِ الْهَوى, وَالعُزُوفِ عَنِ الدُّنيا /4921.

85- Aklı korumak, heva-hevese karşı çıkıp dünyadan yüz çevirmekle olur. /4921

86ـ خَيْرُ الْمَواهِبِ اَلعَقْلُ /4947.

86- Nimetlerin en hayırlısı akıldır. /4947

87ـ دَليلُ عَقْلِ الرَّجُلِ قَوْلُهُ /5101.

87- İnsanın akıllı olmasının delili sözüdür. /5101

88ـ ذَهابُ اَلعَقْلِ بَيْنَ الْهَوى وَ الشَّهْوَةِ /5180.

88- Nefis ve şehvet arasında akıl yitirilir. /5180

89ـ ذَكِّ عَقْلَكَ بِالأدَبِ كَما تُذَكَّى النّارُ بِالْحَطَبِ /5200.

89- Ateşin odun ile alevlendiği gibi, sen de aklını edep ile alevlendir. /5200

90ـ رَزانَهُ اَلعَقْلِ تُخْتَبَرُ فِي الرِّضا, وَالْحُزْنِ /5439.

90- Aklın ciddiyeti, rıza ve hüzünle imtihan edilir. /5439

91ـ زِيادَةُ اَلعَقْلِ تُنْجي /5484.

91- Aklın çokluğu kurtarır. /5484

92ـ سِتَّةٌ تُخْتَبَرُ بِها عُقُولُ الرَّجالِ: اَلْمُصاحَبَةُ, وَ الْمُعامَلَةُ, وَ الوِلايَةُ, وَالعَزْلُ, وَ الغِنى, وَالفَقْرُ /5600.

92- Altı şey ile erkeğin aklı sınanır: Dostluk, muamele, hükümet, azletmek, zenginlik ve fakirlik. /5600

93ـ سِتَّةٌ تُخْتَبَرُ بِها عُقوُلُ النّاسِ: الحِلْمُ عِنْدَ الغَضَبِ, وَ الصَّبْرُ عِنْد الرَّهْبِ, وَ القَصْدُ عِنْدَ الرَّغْبِ, وَ تَقْوَى اللهِ في كُلِّ حالٍ, وَ حُسْنُ الْمُداراةِ, وَقِلَّةُ الْمُماراةِ /5608.

93- Altı şey ile halkın aklı denenir: Öfke anında tahammülle, korku anında sabırla, meyil anında niyetle, her halükârda ilahi takva, güzel geçinme ve kavganın azlığıyla. /5608

94ـ صَلاحُ اَلعَقْلِ الأدَبُ /5799.

94- Aklın hayrı edeptir. /5799

95ـ صَديقُ كُلِّ امْرِءٍ عَقْلُهُ, وَ عَدُوُّهُ جَهْلُهُ /5854.

95- Herkesin dostu aklı, düşmanı ise cahilliğidir. /5854

96ـ ضَلالُ اَلعَقْلِ يُبَعِّدُ مِنَ الرَّشادِ وَيُفْسِدُ المَعادَ /5903.

96- Aklın sapıklığı doğru yoldan uzaklaştırır, kıyameti bozar (unutturur). /5903

97ـ ضَلالُ اَلعَقْلِ أشَدُّ ضَلَّةٍ, وذِلَّةُ (زَلَّةُ) الجَهْلِ أعْظَمُ ذِلَّةٍ (زَلَّةٍ) /5935.

97- Aklın sapıklığı en büyük sapıklık, cehaletin zilleti ise en aşağılık zillettir. /5935

98ـ عَلَيْكَ بِالعَقْلِ فَلا مالَ أعْوَدُ مِنْهُ /6094.

98- Akıllı ol! Ondan daha faydalı mal yoktur. /6094

99ـ عِنْدَ الخِبْرَةِ (الحِيْرَة) تَنْكَشِفُ عُقُولُ الرِّجالِ /6207.

99- İnsanların aklı imtihan zamanında ( veya şaşkınlık esnasında) belli olur. /6207

100ـ عِنْدَ بَديهِةَ الْمَقالِ تُخْتَبَرُ عُقُولُ الرِّجالِ /6221.

100- Düşünmeden yapılan konuşmalarda insanların aklı imtihan olunur. /6221

101ـ عِنْدَ غُرُورِ الأطْماعِ, وَالآمالِ, تَنْخَدِعُ عُقُولُ الجُهَّال وَ تُخْتَبَرُ اَلْبابُ الرِّجالِ /6222.

101- Hırs ve arzuların kandırmasında cahillerin akılları aldanır, erkeklerin akılları denenir. /6222

102ـ عُنْوانُ اَلعَقْلِ مُداراةُ النّاسِ /6321.

102- Halkla iyi geçinmek aklın nişanesidir. /6321

103ـ عَقْلُ الْمَرْءِ نِظامُهُ, وَ أدَبُهُ قِوامُهُ, وَ صِدْقُةُ إمامُهُ, وَ شُكْرُهُ تَمامُهُ /6335.

103- Erkeğin aklı nizamı, edebi ayakta tutanı, doğruluğu imamı, şükrü ise kemalidir. /6335

104ـ عُقُولُ الفُضَلاِء في أطْرافِ أقْلامِها (مِهِمْ) /6339.

104- Fazilet sahibi insanları akılları kalemlerinin yanındadır. /6339

105ـ غايَةُ الْمَرْءِ حُسْنُ عَقْلِهِ /6366.

105- Erkeğin (faziletinin) nihayeti aklının güzelliğidir. /6366

106ـ غايَةُ اَلعَقْلِ اَلاِعْتِرافُ بِالجَهْلِ /6375.

106- Aklın nihayeti cahilliğini itiraf etmesidir. /6375

107ـ غَريزَةُ اَلعَقْلِ تَحْدُو عَلَى اسْتِعْمالِ العَدْلِ /6392.

107- Adaletli davranmaya zorlamak aklın huyudur. /6392

108ـ غَريزَةُ اَلعَقْلِ تَأبى ذَميمَ الفِعْلِ /6393.

108- Aklın huyu, kötü işten kaçınmasıdır. /6393

109ـ غَيْرُ مُنْتَفِع بِالحِكْمَةِ عَقْلٌ مَعْلُولٌ بالغَضَبِ والشَّهْوَةِ /6397.

GERİ İNDEKS İLERİ